Wednesday, November 13, 2013

HAYIRLI BAYRAMLAR VE YILDIZ ŞAHİN KARDEŞİMİZİN 3. YAZISI ŞEYTANIN BİZE OLAN DÜŞMANLIĞI




 


Allahın rahmeti üzerine olsun. Sana gelen her iyilik Allahtandır, bütün kötülükler nefsindendir. Mekanımız cennet yuvamız huzurlu kalbimiz Allah ile dolu olsun ; bayramınız mübarek olsun. Hep bir arada, sevgi dolu ve huzurlu nice bayramlar geçirmek dileğiyle, sizleri Yıldız kardeşimizin yazısı ile başbaşa bırakıyorum...




ŞEYTANIN BİZE OLAN DÜŞMANLIĞI



            “Ey iman edenler!Topluca Allah’a teslim olun.Şeytanın izinden gitmeyin.Çünkü o size apaçık düşmandır.”

(Bakara-208)


            Şeytan Kuran-ı  Kerim’in bir çok ayetinde geçiyor.O, sırf  kibirden dolayı Allah’ın huzurundan kovuluyor.Kovulduğu zaman yüce Allah’tan  insanların dirileceği güne kadar mühlet istiyor.Allah (c.c)’da ona mühlet veriyor.Şeytan bize düşman bizde şeytana düşman olalım.Buda Allah (c.c) emirlerine uyarak Şeytan’a karşı çıkmakla mümkündür.Eğer bizler ,kulluğun bilincinde olup bizleri yaratan,İblisten bizlere saygı duymasını isteyen  Allah’a kulluk ve itaatte bulunursak,hatalardan sakınırsak işte o zaman şeytan hedefine ulaşamamış olur.


            Abdullah İbn-i Mes’ud (r.a) buyurdu ki;


            “Bir gün Peygamberimiz (s.a)bize bir çizgi çizdi ve “işte bu Allah’ın yoludur.”dedi.Sonra onun sağından ve solundan birkaç çizgi daha çizdi ve şöyle dedi.”Bunların her biri de birer yan yoldur,her birinin üzerinde bu yan yollara sapmaya çağıran birer şeytan vardır.”


            Demek ki mümin için şeytan’dan kurtuluş yoktur.Fakat ona karşı koymak,gücünü azaltmak mümkündür.İki şeyi sürekli aklımızda tutmalıyız.Biri Allah’ın büyüklüğü diğeri ise şeytan’ın düşmanlığıdır.Şeytanla dost olan kişi Allah’ın huzuruna gelince kötü arkadaş olduğunu anlar ve ona “keşke benimle senin aranda,doğu ile batı arası mesafe olsaydı”der.İnsanoğlunun tekrar dünyaya gelipte ben şeytanın gerçek yüzünü gördüm,ikinci kez aynı hataya düşmem bu sefer ondan tamamen uzak kalacağım deme şansı yok.Artık ne kadar pişman olsa,şeytana lanet okusa da bir faydası yok.Onun faydası ne kendisine nede tuzağa düşürdüğü kişiye olur.Allah (c.c) Kur’an-ı Kerimde şeytanı açık bir şekilde anlatıyor ve şeytanın duruşu da belki “İblis öyleyse,beni azdırmana karşılık ant olsun ki bende onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım sonra önlerinden arkalarından,sağlarından sollarından onlara sokulacağım ve çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın” der.

(Araf 16-17)


            Şeytan bir insan kılığında gelip te ben şeytanım benimle  arkadaş olur musun? Malınızın bir bölümünü onu ortak eder miydiniz? Onu evinize misafir eder miydiniz?Yada onunla sohbet etmek,aynı masada yemek  yemek sizin için nasıl olurdu? Bir o kadar da sayamadıklarım var.İnanıyorum ki bu saydıklarımın hepsine biz hayır diyeceğiz.Şeytan bütün bu saydıklarımda ete kemiğe bürünmüş bir varlık halinde değil başka şekil bizlere yaptırıyor.


            Maalesef  bizlerle arkadaş da oluyor,onu evimizde misafirde ediyoruz hatta eşimiz ve çocuklarımızla arkadaş ediyoruz.Mallarımıza ortak değil ,yüreğimiz,beynimiz ve uzuvlarımıza hakim olmasına mani olamıyoruz.O,insanı gören ne aptal ne de bilinçsiz bir varlıktır.İnsanoğlunun imtihanı çok zordur.Çünkü bizlere karşı büyük bir kin duyan bir varlık var.Peygamber efendimizin (s.a) bildirdiğine göre ;beni İsrail zamanında bir rahip vardı.Şeytan genç bir kıza saldırarak onu boğmaya çalışır,sonrada ailesine kızlarının rahibin  tedavi edebileceğini söyler.Ailesi  de kızı rahibe götürür.Rahip kızı tedavi etmeye yanaşmaz,ailesi ısrar edince kabul eder.Tedavi için kız rahibin yanında bulunduğu sırada şeytan hemen rahibe koşar ,onu kızın ırzına geçmeye teşvik eder.Rahip bir müddet direnir,sonunda şeytana yenik düşer.Hastanın ırzına geçer,kız gebe kalır.Bunun üzerine şeytan rahibe tekrar sokularak der ki “kızın ailesi yakında gelir,durumu öğrenirlerse rezil olursun.Sen en iyisi onu öldür,ailesi sorarsa “kızınız öldü” dersin.Rahip şeytanın teklifini kabul eder.Genç kızı öldürerek gizlice gömer.Bu sırada şeytan yine boş durmaz.Hemen genç kızın ailesine koşar.Olup bitenleri haber verir,kızın yakınları hemen rahibe koşarlar.


            Kız nerede? Diye sorarlar.Rahip şeytanın öğrettiği cevabı verir.Ailesi durumdan haber oldukları için rahibi yakalayıp öldürmeye götürürler.Şeytan yine rahibe koşar bu olaya ben sebep oldum seni onlardan kurtaracağım ,benim dediklerimi yap.Can korkusuna düşen rahip “ne yapmamı istiyorsun” diye sorar. Şeytan bana iki kere secde et der.Çaresiz rahip şeytanın teklifini kabul eder.Şeytan rahibe “seninle hiçbir ilgim kalmadı” der ve kaybolur.Bu kıssa şu ayeti kerimeyi bize hatırlatıyor. “hani şeytan insana önce “küfret” dermiş.İnsan küfredince “ben senden uzağım” “Çünkü ben alemlerin Rabbi’nden korkarım”demişti.(Haşir 102) İşte şeytan bu,seni bir kaptı mı bir daha bırakmaz.İnsan oğlunun yaratılış sırasındaki hikmeti kulluk ,kulluğun ilk şartı imandır.İmanın merkezi ise kalp’tir.İnsanın bir kalbi şeytana karşı korunaklı kale halinde olmalıdır.Çünkü şeytan o kaleye girmek isteyen azılı bir düşmandır.İmam Gazeli’ye:Şeytanın kalbe girmek için kullanacağı yollar ve sızma yerleri .Bunlardan bazıları;ÖFKE:Öfke,aklı ürküten bir canavardır.Akla soruyorlar öfke geldiğinde sen ne yapıyorsun ben ortadan kaybolurum.Öfke aklı yok eder,akıl zaafa uğrayınca da şeytan hücuma geçer.İşte o zaman çocuğun topla oynadığı gibi şeytanda o kişi ile oynar.


            Hilelerden birisi KISKANÇLIKTIR:


            Kişi birini kıskandı mı gözleri görmez,kulakları işitmez olur.Böyle olunca şeytana fırsat verilmiş olur.Zaten şeytanın lanetlenmesi de kıskançlıktan dolayı olmuştur.Kıskançlık kişiyi birçok günaha sürükler,yalana,laf taşımaya,kibre,iftiraya vs.


            Bu hilelerden birisi de OBURLUK:


            Yenilen yemek helal lokma olsa bile tıka basa doldurmak nefsin aşırı isteklerini güçlendirir.Aşırı arzuda şeytanın silahıdır.Çünkü çok yemek insanı namaz ve zikre karşı kişiyi hantallaştırır.


            Bir diğer hilesi de SÜSE DÜŞKÜNLÜK:


            Şeytan kişinin bu zaafını görünce durmadan yeni şeyler almaya dürter.Gerçekten günümüzde süs ve lükse çok önem veriyorlar.Yani israfta bataklığın içindeyiz.Aldığımız kıyafetlerin haddi hesabı yok.Daha yepyeniyken değiştirdiğimiz mobilyalar özellikle lüks evlerle adeta birbirimizle yarışır haldeyiz öyle bir dünya süsüne dalmışız ki etrafımızdaki  yardıma muhtaç olan insanları göremiyoruz.


            Dünyada amel yapan insan,ambarına buğday dolduran çiftçi gibidir.Ancak ambara giren fareden dolayı ambar boşaltılır ve sonunda eli boş kalır.İşte insanoğlunun ameline ortak olmak isteyen şeytana kalbini kaptırırsa ameli boşa çıkar .Böylece dünyası ve ahireti hüsran olur.


            Öyleyse; eûzü billahi mineşşeytâni’r-racim…



                                                                      YILDIZ ŞAHİN



No comments:

Post a Comment